4/30/2008

Ressam Serdar Samancıoğlu "İstanbul" Resim Sergisi



İstanbul Ressamı Serdar Samancıoğlu "İstanbul" Resim Sergisi

6-20 Mayıs 2008
Açılış Kokteyl 6 Mayıs 2008 Salı Saat:18:30-20:00
Sergi Pazar hariç hergün 12:00-19:30 saatlerinde gezilebilir.
Yer:Ortaköy Sanat Galerisi-Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi

SERGİ HAKKINDA HABER VE YAZILAR:
HINCAL ULUÇ-SABAH-Ortaköy'de resimler
http://www.sabah.com.tr/haber,849B3D564AC649C58166097046E4D88C.html

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

4/18/2008

Makedonya Gamzesi-Üstün İnanç



Değerli hocamız Üstün İnanç'ın "Makedonya Gamzesi" romanı 21.04.2008 Pazartesinden itibaren kitapçılarda!

Kitap ve Yazarı Hakkında Detaylı bilgi:

http://www.bky.com.tr/book_details.asp?id=141&r=4%2F18%2F2008+5%3A35%3A56+AM


Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

9.Cinayet*

*Dramatik Yazarlık kursu Erkan Çıplak hocanın film senaryo ödevi

9.CİNAYET

Zeynep Karasu, polisiye roman yazarıdır. Antalya da bir kıyı kasabasında müstakil bir evde yalnız yaşamaktadır. Yeni kitabının yayınlanması ve imza kampanyaları dışında İstanbul’a çok sık gelmemektedir. Eşinden yıllar önce ayrılmış, İngiltere de MBA eğitimi yapan, Selin adında bir kızı vardır. Kızı bu yaz tatilinde yanına geleceğini söylemiştir.

Zeynep, son romanında, kendisi gibi yalnız yaşayan gizemli, evinden çok sık çıkmayan, gece gündüz sürekli perdeleri örtülü, yazar komşusu bir adamın hikayesini yazmıştır.

Romanının imza kampanyası için İstanbul’a gelmiştir. Yayınevi yetkilisi Almanya Frankfurt Kitap fuarı için kendisini konuk olarak davet ettiklerini söyler. Bu davete çok sevinir. Şimdiye kadar onlarca kitap yazmıştır. Birçok organizasyona, fuara katılmıştır. Ancak Frankfurt kitap fuarının onun için çok başka bir anlamı vardır. Gençlik yıllarında eğitimine devam ettiği Almanya’dayken gitmiştir ilk defa Frankfurt kitap fuarına. Doğduğu tarihte düzenlenmeye başlayan bu fuara gittiğinde buraya ileride konuk olarak gelmeyi o zamanlar hedeflemiştir. Yıllar sonrada bu hedefi gerçekleşmiştir. Çok mutludur.

İmza kampanyasında, kızı da ona sürpriz yapmış ve oda gelir İstanbul’a. Ertesi gün kızı ile birlikte Antalya’ya geri dönerler.

Aradan iki gün geçer. Gazetelerde, televizyonlarda Zeynep ve son romanı haberdir. Romanındaki katilin işlediği cinayetler ülkenin farklı yerlerinde peş peşe ve aynı kronolojik sırayla işlenmeye başlar.

Zeynep’in evine iki polis gelir ve ona bu işlenen cinayetlerle ilgili sorular sorar. Romanındaki katilin işlediği cinayetlerinin aynılarını gerçek hayatta sadece gözü dönmüş bir caninin yapabileceğini söyler polislere. Gelişmelerden üzüntü duyduğunu da belirtir.

Katil romanda olduğu gibi işlediği cinayetlerin ardından hiçbir ipucu bırakmamaktadır. Sadece her cinayeti işlediği yere romanda benzer cinayetin yazılı olduğu kitabın yaprağını bırakır. Üstünde de “Orada buluşmak üzere” yazılıdır sayfada.

Bunları polisten öğrenen Zeynep korkar. Öncelikle kızını İngiltere’ye gitmemesi, yanında olması gerektiği konusunda ikna eder. Artık bundan sonraki hayatı farklı seyir izleyecektir. Peşinde olan bir katil vardır Zeynep’in.

Romanda ki katil 9 cinayet işlemiştir. Gerçek hayattaki katil ise şimdiye kadar 8 cinayet işlemiş ve sonuncu cinayet için bırakmış olduğu kitabın yaprağına bu sefer farklı bir not yazmıştır. Yazılan not son cinayetin yazıldığı sayfada değil kitabın son sayfasında yazılıdır. Notunda şu yazmaktadır.“ Her son bir başlangıçtır “

Polis katilin ipucu, kanıt bırakmak konusunda çok profesyonel olduğunu, her cinayet işlendiğinde bıraktığı kanıtlardan hiçbir sonuca ulaşamamaktadır.

****

Almanya’da Bonn Üniversitesinde, Türk Dili ve Edebiyatı dersi veren Friedrich Mann, Fatma ile evli, yine aynı üniversitede asistanlık yapan bir oğulları vardır.

Friedrich, ülkesinde ve başka ülkelerde Türk Dili Ve Edebiyatı üzerine araştırma ve inceleme kitapları yazmış, sempozyum, seminer ve konferanslara katılmış, bir çok üniversitede bu alanda dersler vermiş bir akademisyendir.

Friedrich’in oğlu Fatih de babasının Profesörlük yaptığı Üniversitede Psikoloji üzerine tez hazırlamaktadır. Türkiye’den birçok yazar ve şairi yakından takip etmekte ve en çok ilgisini çeken polisiye roman yazarlarından Zeynep Karasu’dur. Son romanını okumuş, Türkiye de ki cinayetlerle ilgili son gelişmeleri ve Zeynep Karasu’nun yazdığı son romanı ile bağlantılarını İstanbul da yayınevinde çalışan kız arkadaşından ve kendi araştırmalarından haber almaktadır.

Babası ve annesiyle konuşup bu roman, işlenen cinayetler üzerine yerinde bilgi almak ve tez konusunu destekleyen bu araştırmayı yapmak için Türkiye’ye kız arkadaşının yanına gelir.

İstanbul’da ki kız arkadaşının evine yerleşir. Daha sonra Zeynep Karasu’yla konuşmak için Antalya’ya gider. Kapıyı Zeynep’in kızı açar. Kendini tanıtır ve geliş sebebini söyler. İçeri girerler. Zeynep gelir. Fatih kendini Zeynep’e tanıtır ve konuşurlar.

Fatih katilin son cinayetinin romanda işlenen son cinayetin aynısı olmayacağını söyler. Bu tespite nasıl ulaştığını anlatır.

Fatih bu katilin geçmişiyle bir hesaplaşması olduğunu söyler.

İmza kampanyasında ilginç bir olay yaşayıp yaşamadığını sorar Zeynep’e.

Zeynep, katilin 8.cinayetinde bıraktığı notu söylediğinde Fatih’e aniden bir şey hatırlar.

İmza kampanyasında ilginç davranışlar sergileyen bir okurunu hatırlar. Hatta sıra ona geldiğinde o kitabın başına değil sonuna imza atmasını istemiştir Zeynep’ten.

O sayfaya yazdığı notla katilin 8.cinayette bıraktığı not aynıdır. Zeynep’in kendi yazdığı not.“Her son bir başlangıçtır.”

Zeynep katilin yanına kadar gelmesine çok şaşırır. Son cinayetteki hedef kendisi midir acaba?

Bütün bu bilgileri polise anlatırlar.

Fatih ve Selin arasında bir arkadaşlık başlar. Sonbahara kadar Fatih Antalya da kalır.

Frankfurt Kitap Fuarına katılmak için Zeynep Almanya’ya gider.

Kitap Fuarında Zeynep için polis koruma vermiştir yanına. Katilin son cinayetini fuarda işleyeceğini düşünür polis. Ancak hedef Zeynep midir? Yoksa bir başkası mı?

Zeynep’in katılacağı program başlar.

Bu sırada Selin Ve Fatih evde Kitap fuarından Zeynep’in katıldığı programı izlemektedirler.

Yan komşularının bahçesinden sesler duyar Fatih kalkar kapıyı açar, etrafına bakınır, kimse yoktur bahçede.

Katil evdedir. Fatih mutfağa yönelir ve içeri girdiğinde başına sert bir cisimle vurur katil. Fatih bayılır. Selin salonda sesi yüksek olan televizyon yüzünden mutfakta olanlardan habersiz bir şekilde televizyon izlemektedir.

Televizyon da annesi gençlik yıllarında ki hedeflerini anlatmaktadır programda.

Katil, Seline yaklaştığı sırada arkasından Fatih atlar üstüne be boğuşurlar. Silah sesi duyulur. Fatih yere yığılır. Katille Selin salonun ortasındadırlar.

Selin katili tanımıştır. Yan komşuları adamdır. Annesinin son romanında yazdığı Yazar komşusu. Romanda da olduğu gibi hem seri katil hem de yalnız yaşayan gizemli yazar. Karşısında durmaktadır.

Fatih yerden doğrulmuş ve sehpayı var gücüyle katilin kafasına arkadan vurmuştur. Selin hemen polisi çağırmış, Fatihte polis gelene kadar katili iple bağlamıştır.

Neden bunu düşünmemişlerdi hiç?

Yazarın romanda olduğu gibi katil olabileceğini. Katil için onlarda, poliste hep başka kurgulara yönelmişlerdi.

Romandaki katilin yazar olduğu dokuz yıl sonra en son cinayetinde içtiği sigarayı söndürme şeklinden ve sonra yapılan tükürük tahlilinden anlaşılmıştı.

Çünkü katil bulunamamış seri cinayetlerin dosyası kapanmış, aradan dokuz yıl geçtikten sonra tekrar araştırılmaya başlanması ve söndürülen sigara üstündeki tükürük analizinin yapılması sonucu ile yakalanmıştır katil. İlk başta komşu yazar şüpheli görülmesine rağmen ona tahlil yapılmamıştır. Dokuz yıl sonra polisin yaptığı geniş araştırma, gözlem sonucu sigarayı söndürme şeklinin aynı olması sebebiyle tükürük tahlili yapılmış ve yakalanmıştır adam.

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

4/14/2008

Gardiyan Oyunu Üzerine*

*Dramatik Yazarlık kursu Üstün İnanç hocamızın ödevi


GARDİYAN OYUNU ELEŞTİRİSİ

DRAMATİK MANTIK

Dramatik sanatlarda ki yöntemlerden açık ve kapalı biçimde kullanılmış bu oyunda.

Kapalı biçim(benzetmeci/dramatik yöntem)

Açık biçim(göstermeci/epik yöntem)

Hem açık, hemde kapalı biçimle yöntemin amacı olan ilginçlik ve etkileme bu oyunda başarıyla gerçekleşmiştir. En azından oyunu sahnede izlemesem bile okuyunca bu amaca ulaşabileceğini düşünüyorum.

Zaten dramatik mantık, okuduğumuz ya da izlediğimizin bir oyun olduğunu bilmemize dayanır.

Oyun gerçek değil, gerçeğe benzeyen olmalıdır ki bu oyun dramatik anlatım araçlarını kullanarak bu amaca ulaşıyor.

Hareketli parmaklık, kırbaç, ses efekti, ışık, dans ve hareketler

Günümüz tiyatrosunda kullanılan dekor, Gardiyan oyununda olduğu gibi işlevsel ve simgeseldir.

Hareketli parmaklık, sınırları, kırbaç yönetenin iktidarını, gücünü, ses efektleri özlemleri, hayalleri, ışık gerçeğin kendisi, dans ve hareketler ise yolculukları, mücadeleyi simgeler.

Işık etkileme, duyguları yansıtma, geçiş, müzik ve danslarla da birçok işlev yüklenmiştir oyunda.

Bütün bunlarla estetik bütünlük korunmuş, tutarlı olunmuştur oyun boyunca.

ÖZ VE BİÇİM

ÖZ

1-Tema
2-Kişiler
3-Konu

BİÇİM
1-Kişileştirme
2-Olaylar örgüsü
3-Oyuncu
4-Yöntem
5-Tür
6-Süre
7-Bölümleme
8-Sessel Anlatım Araçları
9-Görsel Öğeler
10-Sahne Düzeni

Tema:”Akıl doludizgin yol alırken aptallık yerinde saymaz”

“Bugünün düşmanı dost olarak sunar kendini”

“İyilik gelişirken kötülük geri kalmaz”

Tema: İktidar el değiştirebilir, ancak düzen bir şekilde yine devam eder.

Konu: Gardiyan beş mahkuma düşlerini oynatıyor. Her düş gardiyanı yok etmeye yöneliyor. Sonunda gardiyanı oynayan mahkum o kadar iyi oynuyor ki gardiyanı, gardiyan onun etkisiyle mahkumlaşıp yerini gardiyanı oynayan mahkuma bırakıyor.

Her drama da bir baş karakter vardır. Birde karşı karakter. Baş karakter Gardiyan, karşı karakterler ise mahkumlardır. Bu taraflar oyun içinde değişir. Bu iki gücün çatışması vardır oyun boyunca. Sonunda bir taraf üstün gelir.

Dramatik sanatın temel özelliği anlatmak değil göstermektir. Betimlemek değil canlandırmaktır.

Gardiyan oyununda yukarıda basitçe sıraladığımız baş karakter, karşıt karakter, anlatma göster unsurları iyi bir şekilde işlenmiştir.

Oyunun bir dili vardır. Önemli olanda bu dili başarılı kullanıp kullanmadığıdır. Dil tek başına yeterli değildir. Dil; karakterlerle, konunun akışıyla, ışığı, dekoru, müziği, efekti, sahne düzeni, dramatik yapısı oyunun bütünüyle anlam kazanır. Dramatik dili bilmek gerekir.

Gardiyan oyununun dili bütüne baktığımda başarılı bir drama dilidir. Özellikle şiirsel bir dil vardır.

Gardiyan oyununda çatışma güçlü bir şekilde işlenmiştir.

Kişileştirme açısından oyundaki Gardiyan ve Mahkum karakterleri seçilirken anlatılmak istenen konu ve verilmek istenen tema için çatışma içeren dramatik karakterler kategorisi için özdeşleşen bir durum vardır.

Karakterlerin gelişmesi ve değişmesi de oyunun olay örgüsünü güçlendiriyor.

Kararlılık halini bozan gelişmeyi başlatan ateşleyici sebepler oyun içinde oldukça başarılı verilmiş.

Mahkumlar örneğin kabadayı, yargıç, aşık, önder ve gardiyan oluyorlar. Gardiyan ise mahkum.

Oyun da Gardiyan mahkumlara hayallerini oynatıyor ve her sahnenin sonunda kırbacını şaklatarak hakim olanın kendisi olduğunu her seferinde hatırlatıyor.

Konu kendiliğinden gelişmez. Engeller, etki ve tepkiler, çelişkiler, çatışmalar, düğümler v.b unsurları çoğaltabiliriz.

Oyunda gelişimi bu unsurlar çerçevesinde geliştiğini apaçık görüyoruz.

Mahkumlar arasında, ya da gardiyanla mahkumlar arasında gelişen olay örgüsünde engeller, çatışmalar, düğümler konunun akışında ve finale kadar çok başarılı uygulanmış.

Ana konu dışında, yan konular mahkum karakterlerinin kişileştirilmesiyle işlenmiştir. Bu yan konularla ilgi ve merak sürekli tutulmuştur. Temayı da desteklemiştir. Özellikle karakterlerin iç gelişimleri başarılı bir şekilde veriliyor.

Kişilerin iç çatışmaları, toplumsal kurallar, doğanın işlevselliği, fiziksel engeller, tanrı ve doğaüstü güçler ile ilgili engeller oyunun bütününde çatışmanın ana öğeleri olmuştur. Bu çeşitlilik oyunu güçlendirmiştir.

Kişinin kendisi ile, kişinin başka kişi ve kişilerle, kişinin toplumla, kişinin doğa ile, kişinin fiziksel engel ile, kişinin ya da kişilerin inançlarla olan çatışma türlerinin çeşitliliğiyse oyuna dramatik yapı açısından güç katmış.

Özellikle doruk sahne ve final.Final bölümü akılda kalan bir sahnedir. Gardiyanın mahkumlaşıp, mahkumun gardiyan olması beklenmeyen bir final olduğundan başarılı ancak çok etkilendiğimi söyleyemem. Şunu belirtmekte fayda var oyunun sahneye konması ve izlenmesi belki başka bir güçlü etki bırakabilir.

Her sahnede olması gereken bahsettiğim çeşitli işlevlere oyunda yer verilmiştir.

Özellikle mahkumların değişerek farklı kişilikler ile sergiledikleri davranışlarda atılan düğümler merakımızı oyun boyunca sürekli kılmıştır. Aşığın, önderin, kabadayının ne yapacağı sorusunu sordurmuştur bize. Doruk sahnede Yargıcın ne karar vereceği merakını finale kadar taşımıştır.

Özellikle oyunda sürprizler çoktur.

Oyunun türü, oyun dramdır.

Süre 90 dakika , arayla birlikte 2 saat sürebilir.

Genel olarak günümüzde 2 perde yazılan oyunlar gibi bu oyunda 2 perdedir.

Diyaloglar da özellikle karakterler üslupla konuşturulmuş. Gardiyanın üslubu, mahkumların aşık, önder, kabadayı, yargıç kişileri olduğunda üslupları o karakterlere dönüşüyor.

Örneğin kabadayı ve çevresindeki mahkumların diyalogları. Kabadayının üslubu, uzun konuşmalarındaki akıcılık, sert, kişilik özelliklerine uygun laflar, inandırıcılık, doğallık. Bunlar başarılı.

Gardiyanın diyalogları bir solukta söylenebilecek cümleler, şiirsel bir dil kullanıldığı için şairanelikten, edebiyat yapmaktan kaçınılmış.

Diyaloglardaki tekrarlar bazen oyun bütününde çok yapılmış.

Süslü, dolambaçlı cümlelerden kaçınılmış boş ve gereksiz sözlere yer verilmemiş.

Arapça, Farsça, İngilizce v.b sözcükler kullanılmamış açık ve yalın sözcüklerden oluşan diyaloglar vardır.

Son olarak karakter diyaloglarında tutarlılık vardır. Gardiyan karakteri konuştuğunda onun olduğunu anlıyoruz. Kısa, öz ve vurucu.

Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

Öne Çıkan Yayın

My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art

  A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in  my life. In 1994, after I published the st...