Showing posts with label Şiir. Show all posts
Showing posts with label Şiir. Show all posts

6/24/2016

"Solgun Bakışlı Ürkekliğim" My Poetry book published!




"Komsu Publishing House published "Solgun Bakisli Urkekligim"  My Poetry Book.

General Editorial Director: Enver Ercan
Cover Pages: Serdar Samancıoğlu
First Publism June 2016
isbn.978-605-66393-3-3

https://www.amazon.ca/Solgun-Bakisli-Urkekligim-Kursat-Ural/dp/6056639339

7/16/2011

Son Ve Tek Fotoğraf


Babaanneme…
O benim kelimeleri sıralamamda ki tek sebep
hatta yaşamamda ki
uzun zamandır yazmayı düşünüp de
her seferinde yapamadığım
vazgeçtiğim hep
babaannem

ölümün rengi onunla siyaha büründü geçen kış
hiç aklından geçirmediği ölüme inat
köye dönüp toprağa hasret elini
değdiğinde ki heyecan
o son fotoğraf karesindeki
bakışları
babaannem sana bir can borçluyum
anlaması zor ama anlatmak çok kolay kendime

deneyeceğim bundan sonra


Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

4/06/2010

Yüzü Gölgemde

Bir kadını sevdim inatla
Eskiyle yeniyi birbirine karıştırdım olmadı
Aradım eski fotoğraflarda, yüzü bana gülmedi
Yüzü gölgemde, gölgem teninde
Adını bile değiştirmedim öylece kaldı
Bu ne sevdadır ki şiirlerde bile bulamadım

Bana ait ne varsa yaktım şiirlerimle
Ona dair ne varsa kazıdım geçmişe
Sokaklarda beklediğim gecelere sordum çocuksun dediler
Bırak git evine sana değildir bu yanan ışık
Sevda senin neyine be genç adam

Bir kadını sevdim inatla
İnadıma yenildim ama sevdama değil
Sevdamı buldum şiirlerimde saklı

6/16/2009

Bana Kalan Senin Gözlerindi




Solgun bakışlı ürkekliğime…


Siyahın içinde buldum senin solgun bakışlarını

kimseye sormadım yüzüme aldığım yüzünü

kalsaydı bendeki

ellerinin izleri

bırakmazdım acılarımızı

yürürdüm üstüne kalleş yankesicilerin

sevdim seni bilemezdim

sorardın ya ne kadar ne kadar diye

bilemezdim seni sevdiğimi



yıllar sonra bana baksan

göremezsin bendeki senleri

sana anlatamam ki ne çok sevdiğimi

solgun bakışlı ürkekliğimi anlatamam

zaten biliyorlar ama sen bilmiyorsun

seni ne kadar sevdiğimi



beyazın içinde buldum senin ürkekliğini

kimse sormadı senden aldığım yüzlerimi

bana kalan senin gözlerindi

mutluluğumu ödünç verdim

geldiler hep peşimden

kaldım öylece karşılarında ölü sevicilerin

yıllar önce gördüm

sendeki benleri

artık anlatabilirim seni ne çok sevdiğimi

sende biliyorsun bende

ölümümü kadınım.

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

9/09/2008

Erkek ve Kadın

Çaresizlik değil aslında.

Kontrol edemediğim, içimdeki arzuyu ve şiddeti uyandırıyor.

Karma karışık duygularla yansıyor erkeğin aklına. Benim olacaksın diyen erkeğe inatla “cesaretin var mı buna” dedirtiyor?

Kadın istemezse asla olmaz.

Erkeği, içine kabul eden kadındır. Erkek ne derse desin kar etmez ki kadın istemedikçe.

Kadın ne kadar çaresiz olursa olsun, güçsüz, zayıf, onu cesaretlendiren yine kendisidir.

Erkekler ya da erkeği ne söylese dinlemez, kendi bildiği neyse onu uygular.

Bazen başkaldırır. Teniyle çıldırtır erkeği. Kolları ve vücudu böyle bağlı olsa bile aslında çırılçıplak ve özgür olan yine kendisidir.

O isterse erkeği içine alır.

CEHENNEM

Bana direnme ellerin istemese bile sözcüklerin ele veriyor

sana dokunmak asıl bana acı verir

Rimbaud’un Cehennemine yolculuk edelim seninle

terleyen teninle susuzluğunu gideririm toprağın

sana dokunsam,

titrersin fırtınalar yaratırım denizlere

öpsem göğüs uçlarını

doğan çocuklara süt olur arzularım

kalçalarını sıkıp bastırsam kendime

tutkunun adı olurum hislerinde

ben seninim sen cehennemin bekçisi kadın.

3/25/2008

Unutma Beni

Zor zamanlardan geldik
isyankar ruhumuzun ateşiyle
umudumuzu toprağa gömdük çürüdük
ayrılık zor geldi
eskicilere emanet ettiklerimizi
istemedik hiçbir zaman
siren sesini bekleyen ışıltılı gözler
aydınlatacaktı geleceği
aşklarımızı
her an bir korku çığlığıyla uyanan
karşılık beklemeyen inançlarımızı
çocuklarımızın düşlerine bile giremedik



Cezasız kalmadı inançlarımız
ölümün sırlarında demledik bu bekleyişi
sigaranın dumanına karıştık
bol sohbetli çilingir sofralarında
battık o gecelerin limansız koylarında
orospusu bile daha onurlu şehirlerin
dar sokaklarında kaybolduk



Kalleş oyunlarına girdik bilmeden
her şeyimizi orada bıraktık
vazgeçmediğimiz ıslık kesen
pis kokan apartman boşluklarında
küflendik yağmurla yattık odalarda
adını bile koymadık sevişlerimizin
terini bile silmedik
bekledik belki kurumaz damlar diye
tek tek kenetlendiğimiz anlara
cesurca söylüyorum unutamadım
zaten yakışmazdı bize



unutma beni


Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

3/21/2008

Yapısal

Yazamıyorum
Yaşadıklarımı
Yanı başımda
Yalancı
Yankesiciyle
Yatamıyorum
Yırtık
Yutkunuşlarımla
Yorgunum
Yalnız
Yanlarımla
Yaralarım
Yatırıyorum
Yatağıma
Yapışmış
Yüzlerin
Yerine
Yürüyorum.

Kürşat Ural


"bırak yaşamına şiir girsin"

Geleceğin Sorgusu

I.
Kara hançerin lanetini yıkamalı akşamları
düzgün saçlara damlayan terlerimin kayganlığına
dokunma gidersin sevecen cellat ülkelerinin birine
tanrıların ateşini taşıyan günahkar iskelet görüntüleri
sarıyor etrafını karayılan gömleklerini giydiriyorlar
çok dizlerine yumul korku çığlıklarının derinliğine
insanlarla çarmıha ger cesaret gerginliğiyle kopan
sonsuz ve ürkek inançlarını teker teker


II.
Tarihin birikmiş bakirelerini soyuyorum
terlemiş ellerimi gezdiriyorum göğüs uçlarında
kalçalarına saçlarına dudaklarına
dokunuyorum
incitmeden büyüyen urlarımın emriyle
yıkıyorum

III.
Durma sözcüklerin kesintili ağırlığında
takip et geleceğin arkasında bıraktığı izleri


Kürşat Ural


"bırak yaşamına şiir girsin"

Arka Sokaklar

seni eski mektuplarından çıkartıp aldım içime
nasılda unutmaya az kalmış bu sırlar
hatırına geldiğinde tut söylediklerimi
sesini alıp avuçlarımla savurmalıyım
günahsız bir bekleyişle
aslında unutmalıyım bir daha bir daha
yüzünü yedi renge çalmalıyım bakışlarımla

sensizliğimin kalan günlerini saymayacağıma
bırakıp gidenlerin ardından bakmayacağıma
seni ve kendimi asla sevmeyeceğime
inadına aldırış etmeden
söz verdim çocukluğuma
bütün kurallara yasak koydum artık

gece yürüyüşleriyle arka sokaklarında
bıraktığım benleri dönüp teker teker
topladım o yerden
o zamanın sırlarını çekip geçmişten
anlatabilsem senin gözlerine bakarak

bir tek yalnızlığım.

Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

2/13/2008

Sevmek Seni

Sevmek seni
iki ayrı yamaçta
açan çiçekler gibi uzaktan
rüzgar savursa bile bakışını
benden
ben savurmayacağım
direneceğim rüzgara
gövdem kopana dek
sana dönük olacak
başım
rüzgar koparsa kökümü topraktan
karşı ki yamaca savursa
senin yanına
belki anlarsın beni
bakarsın yüzüme
ama iş işten geçtiğinde


1991-İstanbul

Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

12/07/2007

Bulutları Saklamışlar



bulutları saklamışlar anne

hep bir yerlerde bıraktın çocukluğunu
aklına geldiğinde avucunda sakladığın günahlarını
savurdun rüzgarıyla sana uzanan
pişman olmamış ancak umutsuz solgun gözlere inat

inatla söykülerini unuttun be adam
zorlama kavgalara alışık değilsin sen
zorlama kaçışlara asla

yaz dedin yaz sıcağıyla geldi

ne güzel olurdu demiştin
ne olacak bizim halimiz sorgularıyla çoğaldık
yazılmamış hikayelerin kahramanlarıyla
uyurken ya da ölürken

sevişirken bana yalancının masalını anlat
öyle bir heyecanla anlat ki
ölümümü unutmasın sorgucular

ben daha ölmedim

bir zamanlar şöyle başlamıştın:
bu şehrin can pazarlarında
satılığa çıkartılıyor insanlar demiştin
sevgiyi pazarlamaya devam ediyor şarlatanlar
aşık olmadım ki
yalancı yankesicinin elleriyle okşadım seni
sustum.

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Sadece Çıplak Girin Koynuma


Bu gece insanların ruhlarına girmeliyim kadınım
sevdamın kara hançerini saplamalıyım kalplerine
dudaklarına saçmalıyım
dökülen kara lekeli kanlı saçlarının
üzerinde tepinmeliyim sabaha kadar


hadi kaçalım kaçamak serseriliklerden uzağa
gözlerin ve saçların olmadığı
bir sen bir ben
birde onlar
onlar ki
kaçamak doğurgan aşklarını birbirine satanlar
gözlerini oyan ve saçlarını kestirenler
zerdüştün kusmuğunda boğulan müritleri
yani sen
yani ben
yani onlar
vücutlarını böğürtlenlerle boyayanlar
ıslak ve saçık
kaçık beyinleriyle dans edenler
üzerime yürümeyin sakın
ellerimle dokuduğum kefenleri istemeyin benden
ağır ağır sözlerimi asmayın
boyunlarınıza kulaklarınıza
hazırlamayın kendinizi bu ıslak geceye
sadece çıplak girin koynuma
yalnızca sen yine de sen kadınım
kolay değil ama ne yapayım

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Deprem



Devam elbette kırmızı yanakların, inci gözlerin yansımasıydı bende. Sınıfın en tembeliydi, hala şivesini değiştiremeyen o çocuk zamanla öyle bir hızlı koşmaya başladı ki. Neler oldu neler. Kızılcık sopasıyla yediği dayağa inat öyle çok çalışıyordu ki bilemezsiniz. Her neyse fazla saplanmayayım çocukluk anılarının toprağına.

Toprak ayaklarımın altında kaydı
canları tek tek sayamadım
ölenlerin gözleri kaldı üzerimde
hatırlayamadım
sadece koridorların soğuk sessizliğinde
aradım onları
fotoğrafta silindiler

İstanbul kabul etti beni
sahipsizdim belki de sonların başlangıcında
o anlar
savurdu sokak kavgalarının içine
alkol ve sidik kokulu ortamlarda
korudu da elbet
ova ova avucumun sıcaklığıyla
okşamadı hiçbir zaman
kalleş gecelerde avuttum öfkemi
unuttum sonra
cesedimin yanı başındaydım belki
uzaklaşan ve beni iten bakışların ortasında
olduğumu sandığım her gün
büyüyordum.

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

12/04/2007

Yazmalıyım

bilmiyorum ama

bugün yazmalıyım

neyi yazmalıyım

bilmiyorum

seni yazmalıyım

neden yazmalıyım

bilmiyorum

nedensiz yazmalıyım

bilmiyorum ama

yazmalıyım

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Yeniden aşk

biliyorum tükürmek kötü bir alışkanlıktır
ama ne yapayım yutkunamıyorum artık
içime attığımda büyütüyor urlarımı
ve yaralarımı

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Aşk bitti

bu aşk da bitti diğerleri gibi
hep derdimya hastalıktır
hastalık ölümle kucaklaşmadan bitti
diğerlerini inandıramadım buna
öldüğüme inandıramadığım gibi
aşk bitti ama urlarım hala büyüyor

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Gecenin Gerçek Sahipleri

Geceyle birlikte
sallantısız bir iç çekişi
istedim yine
saatlerin dokuduğu
ağrılı ve sıkıntılı
anlarımı çekerek


ürperti ile sana
uykusuzluğumu
çekip aldım geçmişten
neyi hangi zamana taşıdığımı
belli belirsiz hatırladığım yüzünü
niye sorarlar bana
suretsiz geceyi nöbetleyenler

benden
hiç farkı olmayan
bu sorgucuları
yaşatan ve adım adım
sonumu getiren saplantı yüklerimi
çoğaltan kim

cevabını bekletmeden
doğruyu yanlıştan ayırt etmeden
bekleyen birisi var yanımda
dokunsam ağlayacak
seni seviyorumları
çoğalt sana tapıyorumlarla


nedensiz
ve hiç aldatmacasız
beklentileri incitmeden
EVET biliyorum
bütün şüphelerin
getirdiği yaralarımız
çoğaltıyor gecenin
gerçek sahiplerini


sana dokunmadan
taze bir iç çekişimi
süsledim geceyle
ayrılık acısıyla
ateşin sıcağına
başkaldırdım



kıskanmadan sevebilmeyi
becerebilseydim eğer
acılarımı şiirleştiren
sözcüklerin kısırlığında
boğulurdum
şüphelerin ayrıntılarından
sıyır kendini
sarıl bana
bırak korkularını
savur bana

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

Yalnız Seni

yalnız seni
yanlış olsa da
yalnız seni karıştırdım
yalnızlığıma
yarına hazırladım kendimi
yan yana koydum çıplaklığımla
yalnız
yanlarımı
gecelerime bir an bile ulaşmadı
hep bir ağızdan söylenen o şarkılar
yalnız seni
doğru olsa da
yalnız seni sevemedim bir türlü
gözlerim dünü ağladı
üst üste koydum
ezildim yanlışların kara ezgisinde
gel bana
yarına dün kala
oraya gel
yanlışlarla doğruların
yalnızlığımla bizli sevdaların
buluştuğu zamana
ne olur
gecenin saçlarına
ne olur dokunmama izin ver
ve iste o zaman sevdiğim
çekip git sevdalına



Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"



11/28/2007

Zor Bir Ölüm



Zor bir ölüm seçmeyeceğim kendime
toprağın uyanışına müdahale etmeden
vücudumu parçalamaya çalışan elleri
incitmeden
asla gecenin içine ölümü indirmeden
bir uyarı bildirgesini
kazıyacağım üzerinizde
yakın bütün tenlerinizle
ora

bura

örtüşemediğiniz vücudumda alaysı gözlerinizle
tepinin sabahlara dek
kanlı göz yaşlarımı a n becerin bu işi
k a
ı d
t a
m

acı çekmek benim kanımsa eğer
bitmiyorsa ç ğ e e görüntülerim gözlerinizde
i n n n

tekrar edin ezgili dansları üzerimde

duvardaki ayak izlerini takip ettiğimde
baca deliğinden içeri giriyorlar
kafamı sokup içine baktığımda
çekip odamın içindeki köklerimi
sökerek alıyorlar kendilerine
uykumu bölen karanlık yüzlerle
karışıyorum
geleceğe bıraktığım sevdaları
soruyorlar pişkince
işkenceyi soluyorum nefeslerinde
yine düştüğüm yangının içinde
boğulup yüzüyorum
sahiden ne diyordum
zor bir ölüm seçmeyeceğim kendime
kolay ve sessizce olacak
sarhoşun çukura düşmesi falan gibi
tanrıların övgüsüyle rüzgarın verdiği esinti
­- birazda ben istediğim için ­­­­­-
korkuttu mu
sakın sıkıntıları omuzlamayın devam edin
tanrıların sıkıştığı anda bitireceğiz
beyaz bir ölümün yüzünü göreceksiniz
benim asla değil

Kürşat Ural

"bırak yaşamına şiir girsin"

*Şiirin orjinal biçemi:

Livane Ekim&Kasım 2006 3.Sayı
http://www.livane.org/2006Ekimkasim/?pid=06

Öne Çıkan Yayın

My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art

  A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in  my life. In 1994, after I published the st...