12/29/2013

Son ve Tek Fotoğraf


Babaanneme…
O benim kelimeleri sıralamamda ki tek sebep
hatta yaşamamda ki
uzun zamandır yazmayı düşünüp de
her seferinde yapamadığım
vazgeçtiğim hep
babaannem

ölümün rengi onunla siyaha büründü geçen kış
hiç aklından geçirmediği ölüme inat
köye dönüp toprağa hasret elini
değdiğinde ki heyecan
o son fotoğraf karesindeki
bakışları
babaannem sana bir can borçluyum
anlaması zor ama anlatmak çok kolay kendime

deneyeceğim bundan sonra

*Dramatik yazarlık kursu Gökhan Aktemur hocanın ödevidir.



SAHNE I

(Köy, sabah saatleri, bir ev)

NACİYE(Uyanır)-Hüseyin! Kalk çabuk, Tokat’a gidiyorsun. Benim yavrum oralarda hasta. İlk arabayla git ve getir yavrumu.

HÜSEYİN(Uyanır. Gözlerini ovuşturur.)-Hanım ne diyorsun yahu! Ne çocuğu, ne hastası? İyi misin sen?

NACİYE-İyiyim. İyiyim. Ama yüreğim sızlıyor. Rüyamda yavrum yabancı ellerde ve yatak döşek hastaydı. Çabuk yola düş. Getir yavrumu.

HÜSEYİN-Bir rüya ile yollara mı düşülür hanım? Muhtardan bir telefon etseydik Nazmiyelere. Çocuğun durumunu öğrenip öyle yola çıksaydım.

NACİYE(Bağırır)-Olmaz! Hüseyin. Benim yavrucağım hastadır. Çabuk yola koyul ve getir buraya. Yoksa ölecek.

(Hüseyin kalkar, üstünü giyer ve kasabaya yola koyulur)

SAHNE II

(Hüseyin kucağında torunu ile eve girer. Naciye ocakta ekmek pişirmektedir.)

NACİYE-(Hüseyin’in kucağında Kenan’ı görür).Yavrum. Kenan’ım. Allah’ıma şükürler olsun ki kavuşturdu seni bana. Ver hele Kenan’ımı. Doya doya sarılayım.

HUSEYİN-Hanım gerçekten rüyan doğru çıktı valla. Gittiğimde Kenan çok hastaydı. Nazmiye’ye de kızdım. Bir çocuğa bakamadılar diye. Fazla oturmadım bavulunu hazırlattım ve yola çıktık. Çocuk ciğerlerini öyle üşütmüş ki yolda sürekli öksürdü yavrucak. İçim parçalandı ya gelene dek.

NACİYE-Dedesi şimdi ben yavruma hazırladığım ilaçları verdim mi bir haftada ayaklanıp koşturacak evin her tarafında, bahçede, bayırda. Yavrum benim Kenan’ım benim. Seni hastamı etmişler oralarda. Dayanamam ben. Oh Allah’ıma bin şükürler olsun hemi!

(Kenan iyileşir, ilkokula başlar. O yaz annesi, diğer dedesi ve dayısı köye gelirler.)

NACİYE-Hüseyin! Gel hele gelinim, kardeşi ve babası geldiler. Bırak işleri de gel hele.

HUSEYİN-Geldim, geldim.

NACİYE(Gelinine sarılır)-Hoş geldin yavrum. Sizde hoş geldiniz Turgut bey. Sacid sende evladım hoş geldin.

SEVİM-Hoş bulduk ana.

TURGUT-Hoş bulduk Naciye.

SACİD-Hoş bulduk.

(Hüseyin de yanlarına gelir.)

HUSEYİN-Hoş geldin Sevim.(Turgut beye ve oğluna başını sallar.)

TURGUT-Hüseyin. Gelmemizin nedenini anlamışsındır sanırım. Torunumu almaya geldim.

HÜSEYİN-Önce ayakta durmayın geçin hele şöyle bir soluklanın bi.

TURGUT-Yok yok geçmeyelim içeri. Torunumun giyeceklerini hazırlayın gidelim.

NACİYE(Turgut beyin üzerine yürür)-Turgut bey Turgut bey. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin. Ne götürmesi?

HÜSEYİN(Naciye’yi tutar)-Dur hele bir Naciye benim olduğum yerde sana laf düşer mi? Bak Turgut efendi. Evime gelmişsin gelinimle ve oğlunla. Misafirimsin. İçeri buyur ettim geçmedin. Sonra durmuşsun karşımda torunumu götürmeye geldim diyorsun.

TURGUT-Evet. Aynen öyle.

HÜSEYİN- Bak Turgut efendi. Bizden önce bu çocuğun bir anası ve babası var demi?

TURGUT-He ne olacak ki?

HÜSEYİN- Senden, benden önce ana ve babasına söz düşer. Sen geçmişsin karşıma ve torunumu götürmeye geldim diyorsun. Ayıptır ayıp.

SEVİM-Babası olacak o adamla konuşmam ben. Kenan’ımı almaya geldim kardeşim ve babamla. Sizde vereceksiniz oğlumu.

NACİYE-Kızım söyleme öyle şeyler. Daha boşanmadın kocan daha oğlum senin. Onunla halletmen gereken şeyleri kendi ailenle çözmeye çalışıyorsun. Yanlış hem de çok yanlış yaptıkların.

TURGUT(Bağırır)-Hüseyin efendi hazırlayın çocuğun ötesini berisini. Ben buradan torunumu almadan hiçbir yere gitmem.

HÜSEYİN-Turgut efendi önce konuşmasını öğren hele. Ne öyle bağırmalar. Bağırınca işini halledeceğini mi sanıyorsun sen?

(Kenan kapının eşiğinde belirir)

KENAN-Anne! Dede!

SEVİM-Yavrum.(Kenan’a sarılır.).Nasılda özlemişim seni. Canım benim.

NACİYE-Kızım elbette seni yavrundan koparacak değiliz. Ama iki yıl önce yavrunu bırakıp eğitimini tamamlamak için gittiğinde de olacakları düşünmedin mi? Oğlum, sana defalarca söyledi. Eğitimine devam etmeni hep destekledi. Ancak iki yıl erteleyebilirdin eğitimini. Kenan ellerde büyüdü yavrucak. Ana sevgisini alacağı zamanlarda başkalarını gördü çocuk. Yazık çok yazık.

TURGUT-Tabii ki eğitimini tamamlayacak kızım. Bak şimdi çok iyi bir işi var. Bunun yorumu sana mı kaldı Naciye hanım?

NACİYE-Bu çocuğu geçen bu zamanda ne aradınız nede sordunuz? Oğlumu da perişan ettiniz ailecek. Ne diyeyim ben size daha bilmiyorum ki.

HÜSEYİN- Oğlum gelecek. Dün yola çıktı. Akşama burada olur. Biraz bekleyin sizde. Gelince Sevimle konuşsunlar halletsinler aralarında Turgut efendi. Bize de onaylamak düşer sadece.

TURGUT-Olmaz öyle şey. Ben torunumu alıp gideceğim. Hadi hadi hazırlayın çocuğun bavulunu.

HÜSEYİN-Pes doğrusu Turgut efendi. Sabrımı taşırdın sonunda.(Bağırır) Otur şöyle ya. Bekleyelim Adnan’ı. Birazdan gelir havada karardı. Karı koca aralarında halletsinler diyorum sana. Laftan anlamaz mısın be adam?

TURGUT(Somurtur)Tamam peki öyle olsun bakalım.

SAHNE III

(Adnan gelir.)

ADNAN-Oooo! Kimleri görüyorum.(Kenan’a sarılır)Oğlum! Nede özlemişim ben seni. Burnumda tüttü kokun yol boyunca.

(Hepsi başını çevirmiş baba oğul sarılıp koklaşmalarını izler.)

ADNAN-Aile meclisi toplanmış demek.(Güler) Hayırdır Turgut efendi? Yolun düşer miydi benim baba ocağıma senin? He! Almışsın biricik kızını da gelmişsin. Oğlumu almaya geldin değil mi?

TURGUT-Evet.

ADNAN-Sana mı düştü oğlumu baba ocağımdan gelip almak. Şu pısırık kızının ağzı var dili yok.

SEVİM-Doğru konuş Adnan lütfen.

ADNAN-Daha nasıl konuşayım be kızım. Evlendiğimizden bu yana seninle mi evlendim yoksa ailenle mi anlayamadım valla. Beni deli ettiniz be. Sana gitme dedim Sevim. Biraz bekle dedim. Çocuk büyüsün biraz öyle gidersin dedim. Ancak kariyerim ailemden daha önemli dedin bana. Dağılırız, aile diye bir şey kalmaz ortada dedim sana. Sen mesleki kariyerini benden, şuradaki evladından daha önemli gördün. Gittin. Kenan yıllarca anne baba diyemedi. Başkaları büyüttü çocuğumuzu. Başkalarını çağırdı hep.Şimdide geçmişsin babanla karşıma oğlumu istiyorum diyorsun.

SEVİM-Evet. O benim çocuğum Adnan.

ADNAN-Olmaz. Buna izin vermem. Zaten yasal olarak ta götüremezsin Kenan’ı.Mahkeme Kenan’ı benim yanıma verdi.Sen gelip oğlunu görebilirsin sadece.

(Cebinden çıkardığı mahkeme kağıdını suratına fırlatır.)
Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

Öne Çıkan Yayın

My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art

  A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in  my life. In 1994, after I published the st...