3/21/2008

Yapısal

Yazamıyorum
Yaşadıklarımı
Yanı başımda
Yalancı
Yankesiciyle
Yatamıyorum
Yırtık
Yutkunuşlarımla
Yorgunum
Yalnız
Yanlarımla
Yaralarım
Yatırıyorum
Yatağıma
Yapışmış
Yüzlerin
Yerine
Yürüyorum.

Kürşat Ural


"bırak yaşamına şiir girsin"

Geleceğin Sorgusu

I.
Kara hançerin lanetini yıkamalı akşamları
düzgün saçlara damlayan terlerimin kayganlığına
dokunma gidersin sevecen cellat ülkelerinin birine
tanrıların ateşini taşıyan günahkar iskelet görüntüleri
sarıyor etrafını karayılan gömleklerini giydiriyorlar
çok dizlerine yumul korku çığlıklarının derinliğine
insanlarla çarmıha ger cesaret gerginliğiyle kopan
sonsuz ve ürkek inançlarını teker teker


II.
Tarihin birikmiş bakirelerini soyuyorum
terlemiş ellerimi gezdiriyorum göğüs uçlarında
kalçalarına saçlarına dudaklarına
dokunuyorum
incitmeden büyüyen urlarımın emriyle
yıkıyorum

III.
Durma sözcüklerin kesintili ağırlığında
takip et geleceğin arkasında bıraktığı izleri


Kürşat Ural


"bırak yaşamına şiir girsin"

Arka Sokaklar

seni eski mektuplarından çıkartıp aldım içime
nasılda unutmaya az kalmış bu sırlar
hatırına geldiğinde tut söylediklerimi
sesini alıp avuçlarımla savurmalıyım
günahsız bir bekleyişle
aslında unutmalıyım bir daha bir daha
yüzünü yedi renge çalmalıyım bakışlarımla

sensizliğimin kalan günlerini saymayacağıma
bırakıp gidenlerin ardından bakmayacağıma
seni ve kendimi asla sevmeyeceğime
inadına aldırış etmeden
söz verdim çocukluğuma
bütün kurallara yasak koydum artık

gece yürüyüşleriyle arka sokaklarında
bıraktığım benleri dönüp teker teker
topladım o yerden
o zamanın sırlarını çekip geçmişten
anlatabilsem senin gözlerine bakarak

bir tek yalnızlığım.

Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

Solgun Bakışlı Ürkekliğim Benim*





*Yıllar önce karalanmış bir yazı.




BİLİNMEDİK BİR AŞK

Bir kabuk içinde
Birbirinden ayrılmaz
( : )
Aşk ve acı yüreğimde
İkiz badem içidir.

Şiirlerinde acıyı çok işlemiştir Metin Altıok. Diyeceksiniz ki acıyı işlemeyen şair var mıdır? Elbette bir çok şairimiz acıyı işlemiştir, acının içsel ve dışsal yansımalarını bir ressamın fırça darbeleri gibi vurmuşlardır tuale vurur gibi. Kimi zaman onların acıları bizim acılarımız olmuş ve kazımışlardır yüreklerimize.

"acı çektim günlerce/acı çektim susarak"dizeleriyle seslenmiştir Hasan Hüseyin Korkmazgil Acılara Tutunmak şiirinde.Hepimize farklı duygular yaşatmıştır bu yansımalar.Belki de bilmeyenimiz yoktur bu şiiri.Bazen gür ve boğuk bir sesle okumuşuzdur,bazen de şarkısını mırıldanmışızdır titrek dudaklarımızla.

"Acını ödünç ver bana, gözyaşlarını/ Damarlarında uyuyan sevinci ödünç ver "Evet.Ahmet Erhan Gülşiir’inde içimizde hep gizlediğimiz çok nadir zamanlarda dışa vurduğumuz sevincimizle ödünç istiyor acılarımızı bizden.O da vazgeçmemiştir acılarla haykırışlarını soluk soluğa.

"Yargı kesin: Acı duymak ruhun fiyakasıdır/ kin, kusturur insanı; adına çıdam denir/ susulunca tutulan çetele simsiyahtır/ o siyah öcalmakcasına gür ve bereketlidir."Ruhumun derinliklerine seslenerek gençliğimin heyecanıyla beni şiire bağlayan şair.İsmet Özel.En çok onun imgelerinde buldum kelimelerin gücünü.Bulmaya da devam ediyorum.

"bana bir yudum daha ver/acıdan arta kalan/sessiz bir bekleyişin/ürkekliğinde"

Solgun bakışlı ürkekliğimle tanıştığım gün. İstanbul.İkimizinde aşık olduğu şehir.



Sekiz yıl önce Bengisunun toplantısını yapmıştık.Şiir dostlarıyla istiklal caddesinden meydana doğru yürüyorduk. Meydan kalabalık. Orada karşılaştık.Onun çok sevdiği dostu benimde sonradan çok iyi dostum olacak kişinin tanıştırmasıyla yeni bir yolculuğa kürek salladık. Aşkım.Karadutum çatalkaram... Solgun bakışlı ürkekliğim benim. Seni çok seviyorum. Ayrılık bize yakışmasada.Hiç merak etme. Sonbaharda hem birbirimize hemde aşığı olduğumuz şehire kavuşacağız. Bütün zırhlarımızı kuşanarak.
Çocuktum ve büyüdüm, kocaman bir adam oldum. Evlendim.

Fırtınalarla geldik bu zamana. Karıştık günaha davetkâr tenlerimizle. Ölümün rengini siyaha boyadık beyazdan. Artık âşık olmayacağım. Yapacağım bütün işlerden sıyrılacağım. Sıyrılıp sessizlikten sana akacağım. Zencilerin pamuk ve tütün tarlalarında söylediği heyyamola şarkılarını dinleteceğim şeytanın dostu beyaz örtülü çağımızın tüccarlarına. Bırakın benim kaygılarımı. Dans edin. Ama ne olur benim şarkımla değil.

3/20/2008

Fala İnanma, ama onsuz da kalma *






*Ekim/ 2007
Kadın uykusundan uyandı. Gözlerini ovuşturduktan sonra lavaboda elini yüzünü yıkamadan hemen kütüphanede ki ‘Rüya Tabirleri’ kitabının sayfalarını parmaklarıyla hızlı bir şekilde çevirerek gördüğü rüyanın merak ettiği açıklamasını okumaya koyuldu.

İşte birçoğumuzun özellikle de kadınların merak duyduğu bir konu.

RÜYA.

Ve rüyalarımızın çeşitli açıklamalarını yapan kitaplar.

Elbette onları heyecanla okumak her gün aldığımız gazetede burçlarımızı okuduğumuz kadar sık yaptığımız ve heyecan duyduğumuz bir şey olmasa da bu aslında çoğumuzda var olan bir merak konusu.

Acaba gördüğümüz rüyanın yaşamımızda ki anlamı, yansıması, açıklaması nedir?

Rüyanın bütünü veya bir bölümündeki bir nesne, bir canlı veya bir olay.

Neden gördük bunları ve bize ne anlatmak istiyor acaba?

Bir sürü cevabını beklediğimiz bu sorular yumağı. Ne sonuçlar doğuracak bizim hayatımızda?

Nelerle karşılaşacağız bu anlamlı veya anlamsız rüyaları gördükten sonra?

Bilinçaltımızın nasıl bir şekilde açığa vurması? Ne gibi olumlu veya olumsuz sonuçlarla karşılaşacağız?

İşte bu merak uyandıran sorular bunların yorumlarını merak etmeye götürür ve heyecanla okuruz rüya ile ilgili açıklamaları.

Okuruz ve kendimizce de yorumlar yaparız okuduğumuz açıklamalara göre.

Kesinlikle yanlış bulmuyorum bu düşünce ve davranışları.

Sadece merak ediyorum bizdeki yansımasını ve doğurduğu sonuçları.

Eğer mutlu oluyorsak buna hiç şikayetim yok. Ama bizi mutsuzluğa, karamsarlığa taşıyorsa bunun sonuçları.

İşte orada durun derim biraz. Şikayetim var. Asabiyim ben. Çünkü öyle oluyor insan inanın ki.

Öyle ki şöyle bir geriliyor, gerginleşiyor, ruhsal haliyle birlikte belki de bütün gününü etkileyecek bir moralsizlik haline dalıyor.

Aslında bu kötü ruh hali de ortaya çıkabilecek beklenen bir gelişme.

Ne yapabiliriz?

Hani ‘fala inanma ama falsızda kalma’ lafı vardır ya. Bana da onu söylemek kalıyor.

Rüya ve açıklamalarına inanma fazla, ama onsuzda kalma.

Öne Çıkan Yayın

My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art

  A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in  my life. In 1994, after I published the st...