“Livane” is the name of a place there. A local name that does not touch the ears of most of us. We will talk about Livane, which we know. Livane means a distant city… A city where no one knows precisely where it is and what its borders are… We have something to say; we take it, and we appear. We will aim to transfer this sound from your ears to your heart.
11/07/2010
9/05/2010
Neden Referandumda Oy Kullanmayacağım?
Neden referandumda oy kullanmıyorum?
Az iken çok olanlara mazlumluklarını dillendiren, şimdi çok iken az olanlara zalimliklerini hoşgördürenler olduğu için.
Uzun yıllar sanal gerçekliklerle halkı uyuttukları için.
İnsan erdemlerini hiçe saydıkları için.
İnsan olarak vicdanıma bir borcum olduğu için.
12 Eylülde işkence gören, öldürülen, sürgün görenlere bir borcum olduğu için.
Komşusu aç iken tok yatanlar çoğaldığı için.
Toplumu gruplara ayırdıkları için.
Babannemin yazmasının bu coğrafyanın ve bu insanın diğer inandırılmak istenenlerden daha sağlam bir gerçekliğe sahip olduğu için.
Doyumsuz doğamızın “daha da ver daha da ver” bataklığında yine kendi erdemlerimizin gücüyle elbet birgün boğulacağına inandığım için.
Bin kuruş içinde, bir kuruşluk vicdanımızın bizi kurtaracağını düşündüğüm için.
Yenininde birgün eskiyeceğini, zamanı geldiğinde sorgulanıp “ne günlerdi be!” diyeceğimiz için.
Otobüste, yolda birbirine bakan güvensiz, korkak boş gözlerin; birgün umutlu bakışlara döneceğini düşündüğüm için.
Dünyada insanlarını tek tipleştirildiği sitemlerin toplumlara ne acılar ve yıkımlar yaşattığının sonuçlarını gördüğüm ve bunun bizim coğrafyamıza da aynı sonuçları yaşatacağına inandığım için.
“evet” çilerinde “hayır”cılarında yalancı, populist, çıkarcı olduklarına inandığım için.
Her neyse elbette soracaksınız bana bu sebeplerden dolayımı oy kullanmayacaksın?
Evet.
Düşün bir kere vatandaşlık bilinciyle vereceğin bu “oy” seni aydınlığa mı yoksa karanlığa mı çıkartacak?
Karar senin.
Az iken çok olanlara mazlumluklarını dillendiren, şimdi çok iken az olanlara zalimliklerini hoşgördürenler olduğu için.
Uzun yıllar sanal gerçekliklerle halkı uyuttukları için.
İnsan erdemlerini hiçe saydıkları için.
İnsan olarak vicdanıma bir borcum olduğu için.
12 Eylülde işkence gören, öldürülen, sürgün görenlere bir borcum olduğu için.
Komşusu aç iken tok yatanlar çoğaldığı için.
Toplumu gruplara ayırdıkları için.
Babannemin yazmasının bu coğrafyanın ve bu insanın diğer inandırılmak istenenlerden daha sağlam bir gerçekliğe sahip olduğu için.
Doyumsuz doğamızın “daha da ver daha da ver” bataklığında yine kendi erdemlerimizin gücüyle elbet birgün boğulacağına inandığım için.
Bin kuruş içinde, bir kuruşluk vicdanımızın bizi kurtaracağını düşündüğüm için.
Yenininde birgün eskiyeceğini, zamanı geldiğinde sorgulanıp “ne günlerdi be!” diyeceğimiz için.
Otobüste, yolda birbirine bakan güvensiz, korkak boş gözlerin; birgün umutlu bakışlara döneceğini düşündüğüm için.
Dünyada insanlarını tek tipleştirildiği sitemlerin toplumlara ne acılar ve yıkımlar yaşattığının sonuçlarını gördüğüm ve bunun bizim coğrafyamıza da aynı sonuçları yaşatacağına inandığım için.
“evet” çilerinde “hayır”cılarında yalancı, populist, çıkarcı olduklarına inandığım için.
Her neyse elbette soracaksınız bana bu sebeplerden dolayımı oy kullanmayacaksın?
Evet.
Düşün bir kere vatandaşlık bilinciyle vereceğin bu “oy” seni aydınlığa mı yoksa karanlığa mı çıkartacak?
Karar senin.
8/29/2010
'Kapıları Çalan Benim' Şiir Dinleti ve Gösterisi
Gösteri Tanıtımı(Özet ):
İnsan, memleket, mektup ve aşk temaları üzerine Nazım HİKMET şiirlerinden oluşan, resim sanatçısı Serdar Samancıoğlu tarafından seslendirilen tiyatrocu ve müzisyenlerin eşlik ettiği müzik, dans ve şiir dinleti gösterisi
GÖSTERİ YAPIM&PRODÜKSİYON
Yapım Koordinatörü: Kürşat Ural-Editör
Yönetmen: Gılman Kahyaoğlu Peremeci-Tiyatro Sanatçısı
Seslendiren: Serdar Samancıoğlu-Resim Sanatçısı
Sunan: İsmail Can Törtop-Tiyatro Sanatçısı-Gılman Kahyaoğlu Peremeci-Tiyatro Sanatçısı
Dans: Melek Yel-Dans Sanatçısı
Müzik Koordinatörü: Uğur Beşer-Müzisyen
Ses ve Işık: Başar Tıkman
Fotoğraflar: Rıza Demirbaş-Fotoğraf Sanatçısı
Bülent Suberk-Fotoğraf Sanatçısı
Çizimler: Nuri Kurtcebe
Konuk Sanatçılar: Cenk Erdoğan-Müzisyen, Nedret Ural-Müzisyen, Mehmet Yaşar Yılmaz-Müzisyen, Gizem Ural-Müzisyen
8/23/2010
İlk Defa
ada kalenin etrafı poşa dolu
kuşbakışı uçmak geliyor
kırık taşın yanındaki yoldan
kızakla taşımak zordur otları
güneş sıcak
güğümdeki çay demlendi
suya bandır ekmeği
öylesine bir bağırış benimkisi
dağlarda ki yankısı çocuk yüzüme vurdu
tırpan, masat, dirgen üçlemesine
birde tırmığı ekleyince
köyümde bıraktığım
çocukluk Trabzon lastiğine
rençperin nasırlı elleri değdi.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Öne Çıkan Yayın
My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art
A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in my life. In 1994, after I published the st...
-
Çengelköy İskelesi 45x60 Göksu 50x70 Beykoz Koyu 52x71 Beykoz Koyu 40x60 Beşiktaş İskelesi 45x60 DEVAM EDECEK...
-
LİVANE KÜLTÜR GÜNCESİ RADYO PROGRAMI Program Adı: “Livane Kültür Güncesi” Radyo Programı ProgramTanıtımı(Özet ): Yaklaşık iki yıldır http://...