*Gökhan Aktemur Hocanın Dramatik Yazarlık Kurs Ödevidir.
İntiharına bile yetişememiştim. Ona yetişemediğim gibi.
O artık yoktu.
Onu gördüm. Uzun zamandır görmüyordum. Sokağın köşesini dönünce, çöp tenekeleriyle kaldırım arasında yerde sere serpe uzanmış bir şekilde. Yüzükoyun yere uzanmış, sağ kolu dirsekten karnına doru kıvrılmış göğsünün altında. Diğer kolu kırık kaldırım taşının yanında. Apartman duvarının dibinde yatarken, yanından hiç ayırmadığı oyuncak yavru ayı ilişti hemen gözüme. Ona benim adımı vermişti. Dalgalı saçları omzuna ve sırtına dağılmış, çok az yanakları görünüyordu. Ağzından ve başından akan kan çöp tenekesinin tekerleklerinin arasında ki çukurda ufak bir gölet oluşturmuştu.
Onu gördüm. Kafamı yukarı kaldırdığımda pencere açıktı. Tül perde rüzgardan aldığı kuvvetle, uçuşuyordu havada.
Sonunda dediğini yapmıştı evlendiği gün.
--Ahmet! Kapıda polis var farkındasın değil mi?
Üst kattaki komşunun karısıydı seslenen. Apartmanın kapısının önünde duran polis arabalarının siren sesleri ve ışığı mahalleyi ayağa kaldırmıştı.
Bir kaç saniye içinde düşüncelerimden sıyrılıp nasıl bir hareket yapacağımı bilemez halde kapıya adım attım.
--Açın kapıyı polis. Açmazsanız zor kullanmak zorunda kalacağız.
Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı yavaşça açtım.
Birdenbire üzerime çullandılar.
-- Hemen kelepçeleyin bu adamı.
--İçeride ki odalara bakın. Kesin buraya saklamıştır.
Hiçbir sözcük dökülemiyordu dudaklarımdan.
Birazdan içeriden polis memurun sesi duyuldu.
--Amirim üstünde gelinlikle, yatağın üzerinde boylu boyunca hareketsiz yatan bir kadın var.
Odaya gelen polis amirinin yüzü şaşkın bir ifadeye bürünmüştü. Üstünde gelinlik, elinde çiçeği ile yatakta uzanan kadına dikkatlice baktı önce. O an donakalmıştı işte. Polis memurunun gördüklerinden başka bir şey mi görmüştü acaba?
Duvardaki fotoğrafa çevirdi hemen bakışlarını.
Düğün fotoğrafıydı bu. Uzaktan seçemiyordu. Biraz daha yaklaştı. Kendi ailesiydi fotoğraftakiler. Biricik kızı, kızının yanında duran gençte biraz önce kelepçelettiği kişiydi. Ben.
Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"
“Livane” is the name of a place there. A local name that does not touch the ears of most of us. We will talk about Livane, which we know. Livane means a distant city… A city where no one knows precisely where it is and what its borders are… We have something to say; we take it, and we appear. We will aim to transfer this sound from your ears to your heart.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Öne Çıkan Yayın
My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art
A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in my life. In 1994, after I published the st...
-
Çengelköy İskelesi 45x60 Göksu 50x70 Beykoz Koyu 52x71 Beykoz Koyu 40x60 Beşiktaş İskelesi 45x60 DEVAM EDECEK...
-
LİVANE KÜLTÜR GÜNCESİ RADYO PROGRAMI Program Adı: “Livane Kültür Güncesi” Radyo Programı ProgramTanıtımı(Özet ): Yaklaşık iki yıldır http://...
No comments:
Post a Comment