1/10/2008

Serim*

*Erkan Çıplak Hocanın Dramatik Yazarlık kurs ödevidir.


1-Orman (DIŞ-SABAH)

Artvin’in sınırdaki orman köyü. Köyün çocukları ormanda hayvanları otlatıyorlar. Her sabah olduğu gibi taştan yaptıkları fırında ormandan topladıkları mantarları pişiriyorlar. Hava soğuk ve sisli. Bulutlar yamaçlardan yaylaya doğru hızla yükseliyor.Çocuklar taşlarla yaptıkları fırının etrafında mantarların pişmesini bekliyorlar.Köyün imamı minareye çıkmış sabah ezanını okumak için hazırlanıyor.Evlerin ışıkları yavaş yavaş yanmaya başlıyor.Hamurlu köyü yeni güne her zaman olağan hazırlığına koyuluyor.

Çocuklar pişen mantarları yanlarında getirdikleri ekmeklerin arasına koyup aralarında pay ederek bölüşüyorlar.Fırının üzerinde kalan mantar parçalarını da köpeğe veriyorlar.Onlar içinde her zamanki günlerden biri daha hocanın ezan sesiyle başlıyor.


2-Şehir(İÇ-SABAH)

İstanbul’da sabah ezanı ile işten eve gelen Kürşat Aslı’yı uyandırmadan yatağa girmek istiyor her zaman olduğu gibi.Her ne kadar dikkat ettiyse de Aslı tatlı uykusundan uyanıyor.Yine beceremediğini belli eden bir surat ifadesi ile Aslı’nın dudağına bir öpücük konduruyor günaydın diyerek.

Kürşat; 12 Eylül darbesinden birkaç yıl önce İstanbul’a yerleşen anne babasını kanserden bir ay aralıklarla kaybetmiştir. ODTÜ Fizik mühendisliğini başarıyla bitirmiş, tahsiline Amerika’da devam etmiş ve babasına söz verdiği gibi Türkiye’ye dönüp akademik kariyerine kaldığı yerden devam etmiştir.Geçen yılda Üniversiteden tanıştığı Ayla ile evlenmiş ve İstanbul’a yerleşmişlerdir.


3-Orman(DIŞ-AKŞAM)

Köyün çocukları çayırda otlamak için oraya buraya dağılmış hayvanları bir araya toplama çabasındalar.Ellerinde ki sopalarla kovalayarak hayvanları köy giden yola doğru sürmeye çalışıyorlar.Çocuklardan bir tanesi çayırın orman yakınında, yerde uzanan bir şey görüyor.Ona yaklaştıkça bu yerde uzananın köpekleri olduğunu fark ediyor.Köpek yerde hareketsiz bir şekilde yatmaktadır.

Çocuk daha da yaklaşınca köpeğin ağzından yere salyaların ve köpüğün akmış olduğunu görüyor.Hemen bağırarak arkadaşlarını çağırıyor.Çocuklar hemen arkadaşının yanına geliyorlar.Hepsi yerde yatan köpeğe üzgün ve şaşkın bir şekilde bakıyor.Elindeki sopayla köpeği dürten çocuk köpeğin öldüğünü söylüyor arkadaşlarına.Köpeğin hiçbir yara almadığını anlıyorlar.Ormanda ayı yada yabani bir hayvanla boğuşup ölse yaralanırdı diyorlar aralarında konuşarak. Köpeğin vücudunda hiçbir yara izi ve kan da yoktur.Bütün çocuklar ölümüne anlam veremiyor köpeğin.Bir süre sonra hayvanlarla birlikte köye yola koyuluyorlar.

4-Şehir ( DIŞ-AKŞAM)

Kürşat’ın telefonu çalıyor.Telefonla konuştuktan sonra mutfağa gidiyor.Bir bardak su içtiyor ve Aslı'ya telefon açıyor.Aslı ile konuşmasını bitirdiğinde kapı çalıyor.Kim olabilir bu saatte diye düşünüyor.Kapı gözünden baktığında kurye olduğunu anlıyor.Açıyor kapıyı.Tam kapı aralanırken karşısındaki kuryenin belinden çektiği silahı kendisine doğrulttuğunu görüyor ani bir hareketle yarı açık olan kapıyı üstüne kapatmayı başarıyor.Yalnız silahtan çıkan kurşun kapının kenarını tutan parmağını sıyırıp geçiyor.O ani hareketi yapamasaydı beyni paramparça olmuş ve oracıkta ölmüştü belkide.Kapıdaki adam gitmemişti.Kapıyı tekmeliyordu.Yatak odasına gidip dolapta sakladığı silahını alıyor.Kapıya gelip üst üste sıkıyor kurşunları.Kapıdaki tekmeleme sesleri kesiliyor birden.Adamı vurduğuna emin olmak için kapıyı aralıyor açtığında ise orada olmadığını anlıyor.

Apartman sakinleri eve doluşuyor. Polis geliyor.Hemen ardından Aslı geliyor.Sarılıyorlar.

5-Şehir (İÇ AKŞAM)

Kürşat silahlı saldırıya hiçbir anlam veremediğini söylüyor Aslıya. Sonra eline bir kağıt tutuşturuyor.Bu ofisimdeki kasanın şifresi.Bana bir şey olursa oradaki dosyaları Selim hocaya verirsin.O gerekeni yapar diyor.Aslı şaşkın bir surat ifadesi ile Kürşat’a bakıyor.
Kürşat Ural
"bırak yaşamına şiir girsin"

No comments:

Öne Çıkan Yayın

My Greatest Passions: Literature, Poetry, and Art

  A lthough I am passionate about literature, art, and poetry, my wife is the biggest passion in  my life. In 1994, after I published the st...